Ilana Harris-Babou, Doğa İyileştirir’de 2020 ilkbaharında Brooklyn’i terk edip kırda yaşamaya giden bir karakterin hayali bir karşılığını yaratıyor. Başkarakter kendine yetme çabalarının nasıl başarısız olduğunu, New York’ta sosyal mesafe uygulamasının ilk günlerinde ortaya çıkan Instagram eğilimlerini nasıl taklit etmeye çalıştığını ortaya döküyor. Kendine bir bahçe kurmaya, pencere kenarındaki yeşil soğanları canlı tutmaya, hamur mayalamaya ve günlük tutmaya çalışıyor. Giriştiği her proje ya çok geçmeden sönüyor ya kötü gidiyor. Ama sonunda, sorunlarına tuhaf olduğu kadar eğitici de olan çözümler buluyor. Doğa İyileştirir, kriz zamanlarındaki tehlikeleri ve dikkatimizi dağıtmak için kullandığımız stratejileri kâh mizahi kâh melankolik bir havayla gözler önüne seriyor.
Ilana Harris-Babou’nun disiplinlerarası işleri, videoyu temel alsa da heykel ve yerleştirmeleri de içeriyor. Tüketim kültürünün tutkulu diliyle konuşan sanatçı, acı gerçekleri hazmetmenin aracı olan mizahtan yararlanıyor. Harris-Babou işlerinde, çok çalışmanın sınıf atlamayı sağlayacağına ve ekonomik özgürlük getireceğine dair asla güvenilemeyecek bir fikre dayanan Amerikan rüyasının çelişkilerine meydan okuyor.
Kişisel sergilerini New York’taki The Museum of Arts & Design ve HESSE FLATOW’da gerçekleştiren Harris-Babou, bugüne kadar ABD ve Avrupa’da pek çok sergide yer aldı. Bunlar arasında The Whitney Museum of Art, New York; The Studio Museum, New York; Sculpture Center, New York; Kunsthal Charlottenborg, Kopenhag; Kunsthaus Hamburg; Casa Encendida, Madrid ve West Space, Melbourne’ü sayabiliriz. Başta New Yorker, Artforum ve Art in America olmak üzere, pek çok mecrada işleri üzerine incelemeler yazıldı. Sanatçı, lisans derecesini Yale Üniversitesi, yüksek lisans derecesini ise Columbia Üniversitesi Görsel Sanat bölümünden aldı.