Akdeniz, coğrafi bir bölgeden çok daha fazlası. Büyük medeniyetlerin doğum yeri, Batı ile Doğu arasında bir köprü, yakın dönemin başlıca jeopolitik hareketlerinin merkez üssü. Akdeniz, yüzyıllar boyunca, sınırları değişmeye devam ettikçe, doğurduğu çoklu yeni kimlikler ve karmaşık sistemlerle, bölgelerin, kültürlerin, dinlerin ve çoklu yaşam tarzlarının bir kavşağı olmaya devam etti.

Akdeniz’e, bölgenin maddi arkeolojisi, kültürel mirası ve ekosistemlerine dair bilgilerimizin çoğu, tarihsel hikâyelerin, politikaların ve halk kültürünün izlerini taşıyor. Kara ve Deniz Kütüphanesi, ziyaretçileri kara ve denizle ilişkilerini sorgulayarak Akdeniz kavramı üzerine yeniden düşünmeye davet eden eğitsel bir mekân. Kütüphane, bölgedeki toplumsal, ekonomik ve çevresel direnç için yeni araçlar ve görüşler oluşturmak ve bunları haritalandırmak isteyen tasarımcılar ile düşünürlerin araştırma projelerinin yer aldığı bir koleksiyondan oluşuyor.

Özen ve aktivizmden yola çıkan bu araştırma projeleri, hem bölgeleri hem de toprak ve suyla kurduğumuz ilişkiyi araştırmak için tasarımı kullanıyor. Böylelikle saklı kalmış anlatıları ve gıda üretimi ağlarını bulup çıkarıyor.